SUNUM ÖZETİ |
|
Tür: Tartışmalı Poster | Yazarlar: Pelin ERTAN [1], Gökhan TEKÄ°N [1], NeÅŸe TEKÄ°N [2], Senem ALKAN [1], Gönül DÄ°NÇ HORASANLI [3] |
Turkiyenin batısında ürolitiazisli çocukların metabolik ve demografik özellikleri | Metabolic and demografic characteristics of children with urolithiasis in western Turkey |
[1] Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Nefroloji BD [2] Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi [3] Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD | [1] Celal Bayar University Department of Pediatrics, Division of Pediatric Nephrology [2] Manisa Merkez Efendi State Hospital [3] Celal Bayar University Department of Public Health |
Ürolitiazis organik bir matriks içinde kristal komponentler içeren, üriner traktusun herhangi bir yerinde oluşabilen anormal birikimdir. İnsidans, lokalizasyon ve etiyolojiyi içeren karakteristik yapısı coğrafi bölgelere bağlı olarak değişmektedir. Bu değişkenliğin iklim, diyet, genetik ve sosyoekonomik faktörlere bağlı olduğu belirtilmektedir. Uzak Doğu, Orta Doğu’nun belli alanları ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde endemik bir sorundur. Bu çalışmada Türkiye’nin batısında ürolitiazisli çocukların klinik, radyolojik ve metabolik özellikleri araştırıldı. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji polikliniğine 2004-2010 yılları arasında başvuran 85 hastaya ait veriler retrospektif olarak incelendi. Hastaların erkek/kız oranı 1.23/1, ortalama tanı yaşları 66.1 ay (3-210 ay), takip süresi 17.9 ay (1-69 ay) idi. Ailede ürolitiazis öyküsü 58 (%68.2), akraba evliliği öyküsü 23 (%27) hastada saptandı. Hastaların başvuru yakınmaları karın ağrısı (%36.5), yan ağrısı (%11.8), makroskobik hematüri (%22.4), dizüri (%14.1), bulantı ve kusma (%20), huzursuzluk (%15.3) ve taş düşürme (%3.5) iken, %18.8 hasta tesadüfen saptanan taş nedeniyle başvurdu. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu 23 (%27) hastada saptandı. Taşlar 79 (%92.9) hastada üst üriner sistemde lokalize idi. 66 (%77.6) hastada tek taraflı, 41 (%48.2) hastada ise multipl taş saptandı. En sık kalsiyum okzalat taşları saptandı (%78.5). Hipositratüri en sık görülen üriner metabolik risk faktörü idi (%32.9). Hiperkalsiürinin erkeklerde daha fazla (p=0.043), sistinürinin ise bilateral veya multipl taşı olan hastalarda daha fazla olduğu gözlendi (p=0.02). 12 ayın altında tanı alan hastalarda hiperkalsiüri en sık rastlanan üriner metabolik risk faktörü iken, hiperokzalüri (p=0.004) ve hiperürikozüri (p=0.03) bu infantlarda istatistiksel olarak anlamlı bulunan risk faktörleriydi. Takip süresi boyunca 24 (%28.2) hastada taşsızlık gözlendi. 4 (%4.7) hastada ise taş rekürrensine rastlandı. Sonuç olarak, ürolitiazis çocuklarda tanı ve tedavideki gecikmeler nedeniyle böbrek yetmezliğine neden olabilen önemli bir risk faktörüdür. Metabolik anormallikler çocuk taş hastalarında sık görülmekte ve rekürrens ile ilişkili olarak gösterilmektedir. Erken tanı, detaylı metabolik inceleme ve uygun takip ve tedavi protokolleriyle rekürrens ve böbrek hasarı önlenebilmektedir. |
Urolithiasis is an abnormal accumulation, that can be formed anywhere along urinary tract and consists of cristal components in an organic matrix. Incidence, localization and etiological characteristics show geographical variation. This variation is thought to be dependent on climatic, dietary, genetic and socioeconomic factors. It is an endemic problem in developing countries like far-east, certain areas of middle-east  and Turkey. We evaluated the clinical, radiological and metabolic features of children with urolithiasis in western Turkey. We retrospectively rewieved the records of 85 children who were referred to the department of Pediatric Nephrology in Celal Bayar University, Manisa between 2004 and 2010. The male/female ratio was 1.23/1. The mean age at diagnosis was 66.1 months (range 3 to 210 months). Follow-up duration was 17.9 months (range 1 to 69 months). The family history of urolithiasis was found in 58 (68.2%) patients. 23 (27%) of the patients were from consanguineous marriages. The presenting symptoms were abdominal pain (36.5%), flank pain (11.8%), macroscopic hematuria (22.4%), dysuria (14.1%) nausea and vomiting (20%), restlessness (15.3%), stone drop (3.5%). In 18.8% of patients it was detected incidentaly. The history of recurrent urinary tract infection was found in 23 (27%) patients. Stones were located in the upper urinary tract in 79 (92.9%) patients. In 66 (77.6%) patient stones were single sided and 41 (48.2%) patient had multiple stones. Calcium oxalate stones were the most commonly detected one (78.5%). Hypocitraturia was the most common urinary metabolic risk factor (32.9%). Hypercalciuria was more common in boys (p=0.043) and cystinuria was more common in patients who had bilateral or multiple stones (p=0.02). While, in patients who were under 12 months of age at diagnosis, hypercalciuria was the most common urinary metabolic risk factor,  hyperoxaluria (p=0.004) and hyperuricosuria (p=0.03) were statistically significant risk factors in these infants. During follow-up 24 (28.2%) patients became free of stone disease and 4 (4.7%) patients had recurrence. In conclusion, urolithiasis in children is known as an important risk factor for renal failure due to delays in diagnosis and treatment. Metabolic abnormalities are common in pediatric stone patients and are strongly associated with recurrence. With early diagnosis, detailed metabolic evaluation and appropriate treatment and follow-up protocols recurrence and renal damage can be prevented. |