SUNUM ÖZETİ |
|
Tür: Sözlü Sunum | Yazarlar: Ãœnal ADIGÃœZEL, Mesut KAÇAR, Kemal AÄžENGÄ°N, Emin BALKAN, Nizamettin KILIÇ |
KONJENÄ°TAL UTEROVAJÄ°NAL ANOMALÄ°LERE TEDAVÄ° YAKLAÅžIMLARI | APPROACH TO TREATMENT OF CONGENÄ°TAL UTEROVAGÄ°NAL ANOMALÄ°ES |
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD, Çocuk Ürolojisi BD, Bursa | The Medical Faculty of Uludag University, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology, Bursa |
Amaç: Bu çalışmanın amacı, konjenital uterovajinal anomali nedeniyle kliniğimizde definitif operasyonu yapılmış olguların tedavi sonuçlarını irdelemektir. Gereç ve Yöntem: Mayıs 2000 ile Ekim 2009 arasında konjenital uterovajinal anomali tanısıyla 12 olgu opere edildi. Olgular hikâye, fizik muayene bulguları, preoperatif tetkikler, operasyon şekli ve postoperatif takip açısından geriye dönük olarak değerlendirildi. İnterseks anomalileri bu çalışmanın dışında tutuldu. Bulgular: Olguların yaş ortalaması 12 (1-17 yaş) idi. Olguların 3’ünde uterus bicornis bicollis unilateral servikal atrezi, 3’ünde transvers vajinal septum, 3’ünde proksimal vajinal atrezi, 2’sinde distal vajinal atrezi ve 1’inde nonkominikan rudimente hornla birlikte unicornuat uterus vardı. Olguların 2’si Rokitansky-Kuster-Hauser-Mayer (RKHM) sendromu tanısını aldı. Başvuru şikâyeti; 8 olguda karın ağrısı, 2 olguda karında kitle, 1 olguda primer amenore ve 1 olguda ise cinsel ilişkiye girememe idi. Fizik muayenede 7 olguda palpabl kitle, 3 olguda batında hassasiyet, 2 olguda kör sonlanan vajen tespit edildi. Yapılan definitif operasyonlar, transvers vajinal septumu olan 3 olguda septum eksizyonu ve vajinovajinostomi, uterus bicornis bicollisli olguların 2’sine uterovajinostomi diğerine uterouterostomi ve uterovajinostomi, RKHM sendromlu 2 olguya kolovajinoplasti, distal vajinal atrezili 2 olguya vajinal pull trough, proksimal vajinal atrezili 1 olguya kolon kullanılarak parsiyel substutisyon, nonkominike rudimente hornla birlikte unicornuat uterusu olan olguya laparaskopik horn eksizyonu idi. Takip süresi ortalama 3 yıl olup 2 olguda 1’er kez genel anestezi altında vajinal dilatasyon ihtiyacı oldu. Bir olguda uterokütanöz fistül gelişti ve ek bir operasyonla fistül eksize edildi. Puberte çağında olmayan 2 olgu ve RKHM sendromlu 2 olgu dışındaki 8 olguda düzenli menstürasyon periyodu görüldü. Cinsel ilişkiye girememe sorunu nedeniyle başvuran RKHM sendromlu olgumuz evlidir ve sağlıklı cinsel yaşamı mevcuttur.  Sonuç: Konjenital uterovajinal anomaliler farklı yaşlarda değişik klinik bulgular verebilirler. Definitif tedavi anomalinin tipine göre değişmektedir. Bu olgularda seksüel yaşam ve doğurganlığın değerlendirilmesi için uzun süreli takiplere ihtiyaç vardır. |
Objective: The aim of this study is to investigate the treatment results of patients with congenital uterovaginal anomalies.  Materials and Methods: Between May 2000 and October 2009, 12 patients were operated  with the diagnosis of congenital uterovaginal anomalies. Patient records were retrospectively investigated on the basis of clinical history, examination results, surgical technique and postoperative follow-up. The patients who had intersex anomalies are excluded from the study. Results:The mean age of the patients was 12 (1-17 years) years.  The type of the anomalies were uterus bicornis bicollis with unilateral cervical atresia (n:3),  transverse vaginal septum (n:3), proximal vaginal atresia (n:3), distal vaginal atresia (n:2), and unicornuate uterus with noncommunicating rudimentary uterine horn (n:1). Additionally two of the patients had Rokitansky-Kuster-Hauser-Mayer (RKHM) syndrome. The presenting symptoms were abdominal pain (n:8), abdominal mass (n:2), primary amenorhea (n:1), and diffuculty in sexual intercourse (n:1). Findings of the physical examination were palpable mass (n:7 ), abdominal tenderness (n:3), and blind-ending vagina (n:2). The definitive operations performed were septum resection and vaginovaginostomiy (n:3), colovaginoplasty (n:3), uterovaginostomy (n:2),  vaginal pull through (n:2), uterouterostomi and uterovaginostomy (n:1), and laparascopic excision of the rudimentary horn (n:1).  The mean duration of follow-up was 3 years. Two of the patients required vaginal dilation under general anesthesia. One patient developed uterocuteneous fistula and fistula was excised with an additional surgical procedure. Regular menstrual periods were seen in 8 patients. One patient is married and she had a healty sexual life. Conclusion: Patients with congenital uterovaginal anomalies may present different clinical findings in different ages. Preferred treatment protocol varies depending on the type of the anomaly. To determine sexual life and fertility in these patients we need long-term follow-up. |