SUNUM ÖZETİ |
|
Tür: Tartışmalı Poster | Yazarlar: Mesut KAÇAR, Yusuf ÇALIÅžKAN, Ãœnal ADIGÃœZEL, Kemal AÄžENGÄ°N, Esra ÖZÇAKIR, Emin BALKAN, Nizamettin KILIÇ |
ÇOCUKLARDA ÜRİNER İNKONTİNANS CERRAHİSİNDE FARKLI TEKNİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI | COMPARISON OF THE DIFFERENT SURGICAL TECHNIQUES IN URINARY INCONTINENCE IN CHILDREN |
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı, Bursa | The Medical Faculty of Uludag University, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology, Bursa |
Amaç: Bu çalışmada kliniğimizde uygulanan mesane boynu rekonstrüksiyonları (MBR) ile mesane boynu asılması (MBA) yöntemlerinin kontinansa katkısı ve komplikasyonları yönünden karşılaştırılması amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: 2003-2009 yılları arasında 15 (7 kız, 8 erkek) hasta üriner inkontinans nedeniyle opere edildi. Hastaların yaş ortalaması 6.7 (1.5-17 yaş) idi. 7 olguya MBR (Pippi Salle [n:5] ve Young-Dees-Leadbetter [n:2]) uygulandı (Grup I). 8 olguda ise MBA tekniği uygulandı (Grup II). Her iki grup postoperatif kontinans durumu, eşlik eden patolojiler ve uygulanan ek cerrahi prosedürler ile komplikasyonlar yönünden karşılaştırıldı. Sonuçlar Fisher’in ki kare testi kullanılarak karşılaştırıldı ve p<0.05 olması istatistiki olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Altta yatan patolojiler Grup I’deki 5 olguda ekstrofi vezika, 2 olguda meningomyelosel (MMS) iken Grup II’deki 7 olguda MMS, 1 olguda ise sakrokoksigeal teratom idi. Hastaların hepsi de temiz aralıklı kateterizasyon (TAK) yapıyordu ve preoperatif dönemde TAK uygulamasından 30-60 dk sonra inkontinans tarifliyorlardı. Hastaların hepsine aynı seansta .mitrofanoff prosedürü uygulandı. Grup I’deki 5 hastaya mesane augmentasyonu, 1 hastaya MACE ve 6 hastaya da üreteroneosistostomi uygulandı. Grup II’de ise 4 hastaya mesane augmentasyonu, 2 hastaya MACE ve 4 hastaya da üreteroneosistostomi uygulandı. Hastalar ortalama 2.3 yıl (1 ay – 6.8 yıl) takip edildi. İki TAK arası kuru kalan hastalar kontinan olarak kabul edildi. Grup I’deki 2 hastada (%28.6) inkontinans ve yine 2 hastada (%28.6) mesane taşı saptandı. İnkontinans saptanan hastalardan birine mesane boynu enjeksiyonu, mesane taşı saptanan hastalara da taş ekstirpasyonu uygulandı. Diğer hastanın ise günlük TAK sayısı arttırıldı. Böylece her iki hastada sosyal olarak kabul edilebilir bir kontinans sağlanmış oldu. Grup II’deki 8 olgunun 2’sinde (%25) inkontinans mevcuttu ve her iki hastaya da mesane boynu enjeksiyonu uygulandı. Enjeksiyon sonrası bir hastada kontinans sağlandı. Diğer hastanın ise kontinansı hala devam ediyor. İki grup arasında kontinans sağlama açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Üriner inkontinansı olan çocuklarda kontinans sağlama açısından MBR ve MBA yöntemleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır. |
Aim: The aim of this study is to compare the results of bladder neck reconstruction (BNR) and bladder neck sling (BNS) techniques in terms of continence and complications. Patients and Methods: Between 2003-2009, 15 (7 female, 8 male) patients were operated because of urinary incontinence. The mean age of the patients is 6.7 years (1,5-17 years). In 7 of the cases the preferred operative procedure was BNR (Pippi Salle [n:5], Young-Dees-Leadbetter [n:2]) (Group I). In the other 8 patients the preferred operative procedure was BNS (Group II). Both groups were compared with postoperative continence status, concomitant pathologies applied with additional surgical procedures and complications. Fisher’s chi-square test was used to compare the results and p<0,05 was accepted as a statistical significance. Results: The primary pathologies were bladder exstrophy (n:5), meningomyelocele (n:2) (MMC) in group I, and MMC (n:7), sacrococcygeal teratoma (n:1) in group II. All the patients were on clean intermittent catheterisation (CIC) programme and in the preoperative period incontinence was present after 30–60 minutes. Mitrofanoff procedure was applied to all patients at the same session., Different additional surgical procedures such as bladder augmentation (n:5), MACE (n:1), ureteroneocystostomy (n:6) were carried out in group I. Similarly additonal procedures such as bladder augmentation (n:2), MACE (n:2) and ureteroneocystostomy (n:4) were performed in group II. Mean follow-up period was 2.3 years (1 month - 6.8 years). The patients who remained dry between two CIC application were considered as a continante. In group I, two of the patients (2/7:28.6%) were incontinante, and other 2 patients had bladder stone (2/7:28.6%). Bladder neck injection was done to one of the patients who had incontinence. Stone extirpation was done in patients who had bladder stone. The other patient’s CIC frequency was increased. Thus, both patients had socially acceptable continence. In group II, two patients (2/8:25%) had incontinence and both patients also underwent bladder neck injection. After injection in one patient continence was achieved. The other patient is stil incontinent. There are no stattistically signifficante difference between two groups in terms of continence.( p>0,05) Conclusion: Patients who had urinary incontinance BNR and BNS techniques didn’t show any significant difference in terms of continence. |