SUNUM ÖZETİ

Santral sinir sistemini (SSS) tutan tümörlerde nörojenik mesane disfonksiyonu sıkca karşılaşılan bir durumdur. Tutulumun düzeyi dikkate alındığında intrakranial lezyonların mesane detrusor overaktivitesi ile (MDO), spinal kord lezyonlarının MDO ve eksternal sfinkter dissinerjisi ile, sakral lezyonların da farklı olarak duyu kaybı, detrusor arefleksisi ve sfinkter denervasyonu ile sonuçlanması beklenir. Bu çalışmanın amacı; SSS tümörlü çocuklarda tümör lokalizasyonunun ürodinamik bozuklukların spesifik paterni ile korelasyon gösterip göstermediğini ve bu olgularda ürodinamik araştırmaların gerekliliğini azaltıp azaltmadığını ortaya koymaktır.

Çalışmada SSS tümörlü 62 çocuğa ürodinamik değerlendirme yapılmıştır. Hastalarda tümörün lokalizasyonu  ve ürodinamik değişkenler (MDO, erken ve geç kompliens, işeme basıncı, işeme sonrası rezidüel volüm, mesane kapasitesi) değerlendirilmiştir. Tümörün lokalizasyonuna göre hastalar 1-İntrakranial 2-Spinal 3-Sakral ve Suprasakral tümörler olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır. Sonuçlar istatistiksel olarak karşılaştırılmış ve p<0.05 anlamlı olarak değerlendirilmiştir.

Ürodinamik değerlendirme sırasında olguların ortalama yaşı 10,6 idi. Tümörün 49’u spinal, 13’ü intrakranial  yerleşimliydi. Spinal tümörlerin % 27’si servikotorasik, % 27’si lomber, % 47’si de sakral bölgedeydi. Tümörün lokalizasyonu ile ürodinamik bulgular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon yoktu. Benzer şekilde intrakranial ve spinal tümörlü hastalarda veya sakral veya suprasakral tümörlü hastalarda da ürodinamik bulgular arasında anlamlı bir korelasyon yoktu.

SSS tümörlü hastalarda ürodinamik parametrelerdeki bozukluklar, tümörün lokalizasyonuna bakılarak önceden tahmin edilemez. Bu nedenle ürodinamik değerlendirme bu hasta grubunun tümünde tümörün lokalizasyonuna bakılmaksızın gereklidir.

Neurogenic bladder dysfunction is a frequent consequence of neoplasms involving the central nervous system (CNS). Based on the level of involvement, it is expected that intracranial lesions will cause detrusor overactivity (OAB), while upper spinal cord lesions result in OAB and external urethral sphincter dyssynergy. In contrast, sacral lesions are likely to result in the loss of sensation, detrusor arreflexia and sphincter denervation. The purpose of this study is to validate whether tumor location in children with CNS neoplasms correlate with specific patterns of urodynamic abnormalities, alleviating the need for urodynamic investigations in these cases.

62 children with the diagnosis of a CNS neoplasm underwent urodynamic investigation. Patient demographics, tumor location and etiology were assessed. Urodynamic variables recorded included bladder overactivity, early and late compliance, voiding pressure, post void residual volume and bladder capacity. For comparative analysis, patients were grouped according to: 1) CNS level of involvement; 2) intracranial vs. spinal tumors and 3) sacral vs. suprasacral tumors. Results were compared statistically and p value of <0.05 was considered as being significant.

The mean age of the patients at the time of urodynamic evaluation was 10.6 years (SD 7yr). 49 patients presented with spinal tumors and 13 patients with intracranial. Of all spinal tumors, 27% were located in the cervical/thoracic region, 27% in the lumbar region and 47% in sacral. There was no statistical correlation between location and any bladder dynamic parameters. Similarly, there were no significant differences in urodynamic findings in patients with intracranial vs. spinal tumors, or in those with sacral vs. suprasacral tumors.

Abnormalities in urodynamic parameters in patients with a CNS tumor cannot be predicted based upon the location of tumor involvement; therefore urodynamic evaluation is required in all patients with neoplastic involvement of the CNS, regardless of the tumor location.